Her şey iki kişiyle başladı. İki kişi birbirine
aşık oldu, sevdi, söz verdi. Hayatını
birlikte geçirmek isteyeceğin insanla
karşılaşınca, dünya çakılıp kalır, dönmez olur bir anda. İşte o iki kişi
evlilikle taçlandırır beraberliklerini. Her şey ne kadar toz pembedir. Kadın
koşarak işten eve gelir, eşinin en sevdiği yemekleri yapar. Erkek, çiçek
demetiyle gelir bazı akşamlar eve. Ev
zor dağılır, kolay toplanır. Erkek de eşine yardım eder sofrayı toplarken .
Pembe bir gökkuşağı sanki vardır yeni evli çiftin tepesinde. Sonra bebek
hayalleri kurulur, planlar yapılır ve aylarca süren bekleyişin sonunda minik
kahramanları gelir. Kadın çocukken oynadığı bebekler gibi sanar önce miniği.
Sütünü içir, ninni söyle ve uyut. Bunlar yeterli ya da kolaymış gibi gelir ilk
başta. Erkek de kadına sonsuz bir güven
hissi içindedir. ‘Benim karım beceriklidir.Beni
bezle-mamayla uğraştırmaz.Ne güzel bakar yavrumuza’ der . Ve tepelerindeki o pembe gökkuşağının görev
süresi dolar, başka mutlu çiftlerin yanına yol alır. Romeo ve Julite gitmiştir. Onlar bir köprüde
karşılaşan iki inatçı keçidir artık.
İki
kişilik mutluluğu üçe çıkarmak evliliğin en zorlu maceralarındandır. Yeni anne,
bebeğe ve yeni kimliğine alışma dönemindeyken eşi tarafından mutlaka
desteklenmelidir. Bebek bakımının çok da kolay olmayacağı ve eşlerin birbirine
destek olması gerektiği bilinmelidir. Anne ve babanın sorumlulukları planlaması
iyi bir çözüm olacaktır. Aksi takdirde anne ve babanın arasındaki huzursuzluk
direkt olarak bebeği etkileyecektir. Stres altındaki annenin sütü dahi bebeğe
ne kadar mutsuz olduğunu aktaracaktır. Stresli baba, stresli anne demek sonuç
da bol ağlayan, huzursuz, uyumayan , yemeyen bir bebek. Bu çok bilinmeyenli
denklemin bir numaralı ipucu empati kurmak aslında. Anne ve baba kendilerini
dinlemek yerine birbirlerinin yerine geçip, hissetseler daha huzurlu bir ortam
oluşturabilirler. Anne ve baba hayat molaları verebilmelidir.
Yeni
doğan bebeğe verilebilecek en güzel hediye; ne pahalı bir bebek karyolası , ne
süslü bir battaniye ne de afili bir bebek arabasıdır. Anne ve baba arasındaki huzurlu ortam
bebeğinize yaşatabileceğiniz en büyük mutluluktur. Bebeğin yaşamın ilk yıllarında aldığı olumsuz enerjiyi yıllar sonra kişiliğine aktarmaması için empati ve hoşgörüyü kalbinizden eksik etmeyin.
çok beğendimmm harika bir yazı çok haklı çok
YanıtlaSilhak vermene sevindim ,teşekkür ederim, mutlu et:)))
Silanne baba hayat molaları verebilmeli....kesinlikle katılıyorum
YanıtlaSilevet gökçe, hayat molalarına hepimizin ihtiyacı var.teşekkür ederim:)))
Silçok güzel yazmışsın.. ayne katılıyorum..ama bunu idrak edebilmek için sanırım anne ve babanın biraz zamana ihtiyaçları oluyor.. ne kadar çabuk geçerse bu süreç o kadar iyi..
YanıtlaSilteşekkür ederim sevgi, anne babalar eminim bu süreci empati kurarak daha kolay atlatabilecektir. Tabi söylemesi kolay gibi geliyor ama işe yarayacağı kesin:)))))
SilKesinlikla katılıyorum yazınıza o destek gelmediği zaman insan çıldırma noktasına gelyor,herkes kendi sorumluluklarını yerine getirirse ne ala ama olmadığı zaman ortamda geriliyor ve en çok olan çocuğa oluyor.
YanıtlaSilkatılmana sevindim, çünkü çocuklar baş rolde olması gerekirken hep arka plana itiliyor :(((
SilBende uzun bır suredır bunu dusunuyorum. Bu yazı resmen denk geldı. Ikız annesı olan bır kadının kardesıyım ve gozum korktu tum zorlukları gorunce,kendim için karar vermekte zorlanıyorum:(
YanıtlaSilgaye, işin sırrı doğum öncesinde erkekleri alıştırmak bence. Başta açık açık konuşmakta fayda var. Çünkü erkekler ben beceremem deyip, sıyrılıyorlar. Belki onlarda haklı ama, 9 ay boyunca babaları hazırlamak yine annelere düşüyor.
Sil