SONBAHAR, DAHA ÇOK KAHVE DAHA AZ UYKU

           
        Ve bir yaz daha 31 Ağustos itibari ile biter. Ne yazdı ama. Hem Dünya hem Türkiye hem de bizim hane açısından koşturmalı günler geçirdik bu yaz. Yaz  aylarının ateşli günlerinin sonbahar yağmurlarıyla dinmesi elbette tek arzum. Koskoca yaz nasıl geldi geçti elbette anlamadım. Anlayan da yoktur sanırım. İnsanoğlu rahata çabuk alışır ama zor vazgeçer.
          Yazın en büyük lüksü benim için erken kalkmamak oldu. Geç kalktım dediysem öyle 11-12 'lere kadar bir uykudan bahsetmiyorum elbette. Saat 9'da uyanmanın mutluluğu yetti bana. Evde iki tane 6-8'lik çocuk olunca kahvaltı misyonu yüzünden çok geç bir saatte kalkmam ne yazık ki mümkün olmadı. Ama, en güzel mutluluk evin içinde acele etmeden hareket etme özgürlüğü oldu elbette benim için. Bir de çocuklarımı her istediğimde öpüp koklama özgürlüğünü hiç bir şeye değişmem tabii ki.

        Bu yaz bizim için yoğun geçti demiştim. Önce 8 günlük İstanbul seferimiz ile Temmuz ayına başladık. Tabii gitmeden önce hazırlık safhası, dönüşte temizlik-düzen aşaması derken 15 gün İstanbul ile geçti. İstanbul özlemimi ne kadar yazsam o kadar az kalır ya. Hele eski dostum  Kadıköy  ne kadar çok özlemiş beni. 
       Sonra, Orhun'un hayatında önemli bir sayfa açıldı. Oğlum sünnet oldu. Tabii benim pamuk şeker gönlüm, eridi gitti bu süreçte. Neyse ki korktuğum hiç bir şey olmadı, gayet başarılı bir operasyon geçirdi kuzum. O'nun cesareti ve kararlılığı karşısında ben hepten duygusallaştım, koptum da koptum. 

        Oğlumun delikanlı tutumu karşısında iyice büyüdüğünü görmüştüm. Hemen yatak odasını yeniledik.  Daha genç ve sofistike bir çizgi belirledi beyefendi kendisine. Bu arada yılların yorgunu oturma grubuna da bir el attık. Onları da yeniledik. Halı, perde derken evin eksiklerinin asla bitmeyeceğini bir kez daha öğrendim.
         Benim tatil Eylül'de biter sanıyordum ama yanılmışım. Ağustosun üçüncü haftası bir kursa eğitmen olduğumu öğrendim. Neyse 4 gün sürecekti ama çalışmalara önceden başlamak gerekti. Neyse bu görevi de yerine getirdik. Aydınlık yüzler, güzel insanlar tanımış oldum bu kurs sayesinde.
         Denizsiz kalır mıyız, elbette kalmadık. Samsun'un havası müsaade ettikçe güneşlendik, denizlendik. 
        Tatil olsun ya da olmasın yaza doyulur mu? Sandaletli, dağınık saçlı ve az makyajlı hallerimi Pazartesiden itibaren özlemeye başlayacağım. Ama en çok bütün gün çocuklarımla birlikte olmayı özleyeceğim... Şu anda çalışan bir annenin vicdan azabına denk gelmiş bulunmaktasınız. 
          Daha çok kahve, daha az uyku. Ne diyelim hoşgeldin Sonbahar.

       
           

Yorumlar