Ne demiş beyaz önlüklü doktorlarımız; Üç beyazdan uzak durun. Şeker , un, tuz diyerek de sağ el işaret parmaklarını burunlarımıza doğru sallamışlardır. Doğru diyorlar da Bayram gelince o doktorun parmağı pek umurumuzda olmuyor işin aslı.
Örgütün tek çalışma sahası Türk Mutfağı değil elbet. Çikolata denen Frenk adeti , kahvenin yanında evlerimize sızmayı çoook yıllar önce başarmıştır. Benim gibi çok akıllılar kahveyi şekersiz yapar ki yanında 15-20 tane çikolata yiyebilsin diye. Tabii süslü püslü ambalajları, ufak tefek olmaları da kadın milletinde hemen bir sahip olma duygusu uyandırır.
Lokumuydu, şekerlemesiydi, bademiydi falanı , fıstığı derken Bayram kilosu diye bir tabir literatüre girmiştir artık. Binlerce evden elmalı tarçınlı metabolizma çayları kokusu yükselecek eminim. Yeşil çay satışları patlama yapacak, kepekli ekmekler kaybettikleri popülerliklerine kavuşacak.
Ama olan olmuş ve örgüt amacına ulaşmıştır artık. En az 1-2 kilo alınarak bir Bayram daha sona ermiştir.
Şimdi bana sorsanız, pişman mısın? Büyük bir pişkinlikle 'Pişman değilim' diyebilirim size. Söyleyin bayramda kahvenin yanında brokoli mi ikram etseydim.
Yorumlar
Yorum Gönder