Her Çocuk Bir Kahraman


        Birinci dönemin sonuna geldik çattık. Eylül ayındaki okul telaşları, kırtasiye alışverişleri sanki daha dünmüş gibi geliyor bana. Çocuklar, gençler, anne-babalar bu süreçte epey bir koşturdu, emek sarf etti. Elbetteki yükün çoğu minik omuzlardaydı. Kimi zaman kocaman zaferler yaşadılar kimi zaman da not kırgınlıkları. Bazısı okulda çok sıkıldı bazısı da evinden çok okuluna sığındı.
       
             Her çocuk ayrı bir hikayenin baş kahramanı. Öğrencilik de bu kitaptaki en çetrefilli maceralardan biri. Her hikayede olduğu gibi bu hikayede de zorlu engeller, zaferler ve iyilik perileri de var elbette. Kitabın sonunun mutlu sonla bitmesi için  karnelerin yaldızlı notlarla dolu olması mı gerek peki? Hikayesini merakla ve eğlenerek yaşayabiliyorsa çocuk gerçek hayatta mutlu sona ulaşmıştır  demektir. Yani eğitim, çocuktaki merak duygusunu eğlence ve keşif ruhu ile birleştirme halidir. En azından ben böyle hayal ediyorum. Hikayedeki zorlu engellerden bahsetmiştim. Kimi çocuk için bazı derslerden 100 almak Kaf Dağı'nın ardındaki Zümrüdü Anka kuşundan bir tüy koparmak kadar zor gelebilir. Öğrenilmiş çaresizlik de çocuk tarafından öğrenilince hikaye daha puslu bir hal alır haliyle. Her çocuk ayrı bir hikaye olunca her kahramanın farklı güçlü yanları olduğunu da hatırlatmak isterim. Keloğlan zeki ve  dürüsttür, Pinokyo azimli, Küçük Kara Balık özgüvenli, Martı Jonathan ise özgürlüğüne düşkündür. 
        Hiçbir kahraman diğerinden üstün ya da zayıf değildir. Her çocuk da özeldir, biriciktir. Yetenekleri,ilgileri bambaşkadır. Yeteneklerini keşfetmeleri için fırsatlarla bazıları erken bazıları da geç fırsat bulur. İşte bu durum da hikayesinin rengini belirler. İşte bu noktada öğretmenlere ve ebeveynlere büyük rol düşüyor. 
             Karne notlarına gelir geçer. Birinci dönemde aldıkları notun ikinci dönemde alacaklarının bile garantisi yoktur. Ama Türkçe dersinde, kendi  yazdıkları bir  hikayeyi okuduklarında aldıkları hazzı aradan 30 yıl bile geçse unutamayacaklarının garantisini size verebilirim.
                Harika bir hikaye içindesiniz, hepiniz. İyilik perisi olup yol göstermek de taş olup kahramanın ayağına dolanmak da sizin elinizde.
                  Ödevsiz, ödülsüz, cezasız, okul çantalarının ve formalarının mutlulukla  fırlatıldığı bir sömestr tatili dilerim :)

Kitap Önerisi: Beni Ödülle Cezalandırma- Özgür Bolat

Görsel:https://tr.pinterest.com/pin/147281850287218841/

Yorumlar

Yorum Gönder