TIRPAN

          

       Çiçek çimen, yeşermiş ot, ne varsa kavrulur yazın. Çevre köylerde bir inanç vardır: "Gökçimen'in suyu kesilmediğinden, her yanı çayır çimendir. Çayır çimenin yeşili kızların gözüne yansır. Bu yüzden göküş olurlar. Eğer avcunda üç kuruşun var da, kendine yeni bir karı almak istiyorsan, Gökçimen'e git, kız al."

        Geçen zamanlar bu inancı doğrulamış, çevrenin varsıllarını hiç yanıltmamıştır. Parayı kuşağı doldurup gelen, istenen altınları takınca, beğendiği kızı ata bindirip götürürmüş, gel demiş imama, kıydırmış bir nikah, ondan sonra istediği kadar çalıştırmış, istediği kadar çocuk doğurtmuştur. Yıllar geçip Gökçimenli kız kocayınca, onu köşeye itmiş, belki onun kazancıyla, Gökçimen'e varıp bir kız aha almıştır.  

         Fakir Baykurt'un Tırpan romanı bu toprakların çilesini çeken ama kaderine boyun eğmek istemeyen kadınlarının mücadelesini anlatıyor. Romanın yayınlanma tarihi 1970 ancak okuduktan sonra anladığım bir arpa boyu yol alamamışız. Hala çocuk gelin sorununu tartışıyoruz ve hala kadına uygulanan şiddet yüzünden kayıp giden hayatların arkasından bakakalıyoruz. 
            Gökçimen'de yaşanan sadece kadına şiddet ve istismar değil. Fakir Baykurt, Anadolu Kadınının bu lanet düzene nasıl baş kaldırdığını da hafızalardan silinmeyecek bir üslupla anlatıyor. Romanın baş  kahramanları Dürü, Uluguş, Havana, Zakey. Hepsinin mücadelesi, zaman zaman pes edişleri ama her şeye rağmen birlik olmanın asıl güç olduğu teması sıklıkla yazar tarafından çizilmiş. Özellikle Uluguş karakteri, kalbimin baş köşesinde yerini hemen aldı. 
        Günlük hayattaki diyaloglarındaki yöre ağzını birebir aktarması da Gökçimen'de yaşananları daha inandırıcı kılıyor. Köy meydanı, Dürü'nün evi, Koca Linlin'in kahvehanesi gözümün önünde capcanlı duruyor hala. 
          Aslında tüm bu acımasızlığın altında  yoksulluk olduğu elbette bir gerçek. Fakir Baykurt, eğitimsizliğin, gelir eşitsizliğinin, adam kayırmacılığın bu milletin en büyük problemleri olduğu gerçeğini tekrar yüzümüze haykırıyor bu eserinde.
          Tırpan, unutulmaz kitaplar serisinde yerini aldı kütüphanemde. Dürü'ye , Gökçimen'e, Uluguş'a, Fakir Baykurt'a selam olsun...

     " Gel ninem Zakey! Ben Uluguş'um Yoksulum!Yalnızım! Allah'ım da yalnız. Allah'ım da yoksul. O bir şeyi parayla satmaz ki, nasıl varsıl olsun? Allah'ım oğullarını, kızlarını uçurmuş! Kimi kimsesi kalmamış yanında! Yapayalnız! Benim gibi yalnız! Hem de yoksul!...


Yorumlar

  1. Fakir Baykurt, köy enstitülerinden çıkmış köy öğretmeni bir yazar. Bundan dolayıdır ki köy yaşamını abartısız, yaşatarak anlatır. Yayınınızı görünce Tırpan'ı yeniden okuma hevesine kapıldım :) Selamlar.

    YanıtlaSil
  2. Meraba :) ay headeriniz ne kadar tatliymis bi ben hazirlayamadim böyle bisey 😆 blogunuz cok hosmus. tesadüf görünce bir ziyaret edeyim dedim. :) Kitaplar hakkinda pek bilgi sahibi degilim. İnsan biraz unutkan olunca okudugu ertesi güne pırrr uçuyor 😀 ellerinize saglik diyeyim :)

    YanıtlaSil

Yorum Gönder